Hükümetler Arası Çalışma Grubu'nun Dördüncü Toplantısı Cenevre'de Başladı
Biyolojik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil paylaşımı konusu, Cenevre'de düzenlenen Hükümetler Arası Çalışma Grubu'nun (IGWG) dördüncü toplantısında Afrika ülkelerinin öncelikli gündem maddesi olarak öne çıkıyor. Afrika kıtası, sömürgecilik döneminde olduğu gibi kaynakların tek taraflı sömürüsüne yol açan ikili anlaşmalar yerine, tüm taraflar için hakkaniyeti gözeten küresel ve bağlayıcı bir çerçeve talep ediyor.
Bağlayıcı Bir Anlaşmanın Önemi
Toplantıda, Afrika ülkeleri adına yapılan açıklamalarda, mevcut sistemin açıklarını gidermek için bağlayıcı bir uluslararası sözleşmenin şart olduğu vurgulandı. Bu tür bir anlaşma, biyolojik çeşitliliğe sahip ülkelerin kaynakları üzerindeki haklarını güvence altına almayı ve bu kaynakların ticari kullanımından elde edilen faydaların
- finansal gelir, teknoloji transferi veya kapasite geliştirme şeklinde - kaynak sağlayan ülkelere ve topluluklara dönüşünü düzenlemeyi hedefliyor.
- Şeffaflık: Tüm sözleşmelerin ve müzakerelerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi.
- Adil Paylaşım: Elde edilen kâr, teknoloji ve diğer faydaların adilane paylaşım mekanizmaları.
- Yerel Hakların Tanınması: Yerli toplulukların bilgileri ve kaynakları üzerindeki haklarının tanınması ve korunması.
İkili Anlaşmaların Riskleri
Afrika delegeleri, bağlayıcı olmayan ikili anlaşmaların genellikle güç dengesizliği nedeniyle kaynak sağlayan ülkelerin aleyhine sonuçlanabildiğine dikkat çekti. Bu tür anlaşmalar, şeffaflık ve hesap verilebilirlikten yoksun olabiliyor ve yerel toplulukların geleneksel bilgilerinin ve genetik kaynaklarının korunmasını sağlamakta yetersiz kalabiliyor.
Kıtanın temel talepleri şu şekilde özetlenebilir:
Geleceğe Yönelik Beklentiler
Cenevre'deki müzakereler, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için küresel bir standart oluşturma potansiyeli taşıyor. Afrika ülkelerinin kararlı duruşu, sömürgeci zihniyetin kalıntılarını sona erdirmeyi ve kaynakların küresel ekonomiye katkı sağlarken, kaynağın asıl sahiplerinin de bu katkıdan hak ettiği payı almasını sağlamayı amaçlıyor. Müzakerelerin sonucu, küresel biyoçeşitlilik yönetişimi için kritik bir dönüm noktası olabilir.





Yorumlar
Yorum Yap