Doğadaki ahşap, taş, toprak gibi malzemelere günde sadece 10 dakika dokunmanın, stresi azaltarak otonom sinir sistemini dengeleyebileceği belirtiliyor. Araştırmalar, bu basit uygulamanın vücudu sakinleştiren parasempatik sinir sistemini harekete geçirdiğini gösteriyor.
Ciltteki Algılayıcıların Uyarılması
Doğal malzemelerle temas, ciltte bulunan ve farklı dokunsal uyaranlara duyarlı çeşitli mekanoreseptörleri aynı anda uyarır. Pürüzlü bir taşa dokunmak, yumuşak bir yaprağı hissetmek veya ılık bir kil parçasını avuçlamak gibi eylemler, Merkel diskleri, Meissner korpuskülleri, Ruffini sonlanmaları ve Pacinian korpuskülleri gibi reseptörleri harekete geçirir. Bu çok yönlü uyarım, beyne zengin dokunsal bilgiler göndererek duyusal işlem sürecini güçlendirir.
Otonom Dengeye Olumlu Etkiler
Bu çok çeşitli dokunsal uyarıların en önemli etkisi, otonom sinir sistemi üzerinde görülür. Yatıştırıcı dokunuş, vücudun "dinlen ve sindir" modundan sorumlu parasempatik sinir sistemini, özellikle de vagus sinirini uyarır. Bu aktivasyon, stres hormonu kortizol seviyelerinin düşmesine ve "bağlanma hormonu" olarak bilinen oksitosin salınımının artmasına yardımcı olur. Ayrıca, vücudun strese uyum kapasitesinin bir göstergesi olan Kalp Atış Hızı Değişkenliği'nde (HRV) iyileşme sağlanır.
10 Dakikanın Bilimsel Dayanağı
Günde 10 dakika gibi kısa bir süre önerilmesinin pratik nedenleri bulunuyor. Bu süre, günlük hayata entegre edilmesi kolay, sürdürülebilir bir uygulama sağlar. Aynı zamanda, olumlu fizyolojik değişiklikleri başlatmak için yeterli bir "minimum etkili doz" olarak kabul edilebilir. Odaklanmış bir şekilde geçirilen bu kısa süre, kişinin deneyime tamamen konsantre olmasını teşvik ederek terapötik etkiyi güçlendirir. Uzmanlar, bu uygulamanın etkisini artırmak için derin ve yavaş nefes almayı ve farklı dokulardaki malzemeleri kullanmayı öneriyor.








Yorumlar
Yorum Yap